16 Aralık 2014 Salı

işte.

yazmamışım bayadır, işe başlayınca hiçbir şeye zaman kalmadığını iddia ederiz ya, ben bunu demicem. bir hevessizlik, bir isteksizlik var. yaşam enerjimi çaldılar. çok olumsuz olmayı sevmiyorum, şikayet etmeye de pek hakkım yok sanki.

neyse bloga bayadır yazmadığımı fark ettiren arkadaşıma teşekkürü bir borç bilirim. bunun sebebi yoğunluk mudur, yazacak bir şeyin olmaması mıdır bilemedim. ama her zaman insanın yazacak bir şeyleri vardır aslında. İşe başlayalı 9 ay oldu, zaman çok çok çabuk geçiyor. idare ediyoruz cümlesini pek sevmem ama durum tam da böyle. böyle bir şehirde, bu kadar yoğun çalışmak, aslında buranın karmaşasına kendini kaptırmaktan başka bir şey değil. ben, geçen seneki benle ilgisi olmadan yaşıyorum. bu aralar biraz daha normale dönse de, buralarda hiç bir zaman normal olmanın mümkün olmadığını anlamış bulunuyorum. ve arada esler vererek zamanın tadını çıkarmaya çalışıyorum, yakında çıkarmayı öğreneceğimi de biliyorum. biliyordum da unuttum gibi bu aralar. içimden geldiği gibi yazmayı da mı unuttum yoksa?

ayaklarını uzatıp oturmak, sakin bir gün geçirmek, arada güneşi görmek, sahile inmek, balkonda oturmak, bi mangal yakmak güzel şeyler. bakarsınız yakında bahçede bir mangal yakarız, neden olmasın?

öperim.

15 Şubat 2014 Cumartesi

canıms

nasılsınız? yine çok olmuş yazmayalı. seferi gibi geziniyorum. iş arayışları, çeviriler, tez yazımları vs. hepsi aynı anda devam ediyor.

insanların cv mi okumadan iş görüşmesine çağırmaları da ayrı delirten bir durum. "okuma yazmanız yok galiba, beni çağırmadan önce cv mi okumadınız" diyesim geliyor demiyorum, diyemiyorum. iş bulmak mı daha zor işte çalışmak mı orası meçhul. çalışanlar memnun değil, çalışmayanlar hiç değil.

bi yandan bitmeyen bi yüksek lisans:) çok sevgili hocam 115 sayfalık İngilizce raporu Türkçe'ye çevirmemi istediği için bi bitemedi gitti. neyse yine de zamanlama güzel, tez bitene kadar iş bulamamak işime geliyor aslında. zaten ömrüm boyunca çalışcam acele etmeye gerek yok.

çok sevgili değerli insanlar da hayatımda giderek olması gereken yerlerini bulmaya başlıyorlar. biraz tutuklar ama ben onları böyle seviyorum. baya seviyorum. çok seviyorum. çok söyledim, çok dinlediniz. 2 yıl oldu geçti bile, her an daha da artıyor bendekiler. mutluyum, mutlusun, mutluyuz.

öperim.