18 Kasım 2013 Pazartesi

severim.

bi müsaade etsen de gitsem artık, ya da neyse. ya da kısmını konuşmaya bile fırsat olmadı. devamlı aynı moda dönmek hoş değil. içsel bir şey elimden gelen başka bir şey yok. aptala yatmakla aynı durum, hatta açık ve net aptala yatmak. 

hepiniz aptala yatmıyor musunuz zaman zaman? ya da bu kabaca oldu biraz daha düzgünü olarak, işinize geldiği gibi davranmıyor musunuz? evet ben de öyle yapıyorum. ama içsel durumlarda işime geldiği gibi davrandığımı söylesem de bu bir zorunluluk haline dönüşüyor ve mecburen aptala yatıyorum. 

neyse, asıl konumuz bu ama daha fazla yazmak istemediğimden noktalıyorum. 

istanbul cidden bana yarıyor. karmaşa karışıklık tam bana göre. kalabalığı severim. belki de sadece 2 hafta geçirdiğimdendir ama bu öyle bir şey değil sanki, şehirle beraber ben de yaşıyorum. hissediyorum. uyumayan, farklı renkli, aceleci, karışık, yorulmayan, uyumlu. tam olarakta bu. farklı karakterleri tanımayı severim, bir şeyler öğrenebildiğim sürece. eğitici öğretici mod değil bu söylemek istediğim. ruhu canlandıran bir şeyler var bu öğrenmede, bilgi sahibi olmak, kültür seviyesini arttırmak değil. tabi sakinlik zamanları da olmalı ama istanbul.. zor. ama gerçekten olsaydı, sakinlik olurdu sanki. eksik olan tamamlanırdı. plak gibi başa sardım. yeterli. güzel. her şeye hatta hiçbir şeye rağmen hoş.

severim.
bak yine yarım kaldı, neyse.

öperim.